-
Eylemler ve Güller
Güldü Yaşama sevincini katarak Gözlerinin nuruna Düşündürdü Mesafeler ölçülür şeydir Bir yoldan bir yola kaç metredir Peki ilahinin nişanesi bir benden bir bene menzil Bir ömür yeter mi Kuytusunda yatmaya Baktı Kanunsuz mülteciler gibi Kaçak, kaçamak Saklısında zihninin Mahkum bir anarşik İçti Çayından bir yudum Yerçekimine inat Yazılmış tüm doğrulara lanet Newton’a küfretmiyordu belki Ama…
-
Kirli Bir Adamım Ben
Kirli bir adamım ben, pis Son pembesini yeşertmiş bir zakkum Son yaprağının ahengini izleyen bir çınar kadar kötü Son lokmayı ham yapmamış çocuk kadar Maviliklere kulaç atmayan son yaren gibi Kötüyüm Hayalsiz Son nikbinlik tohumunu ağulamış Son çayı soğutmuş Giderken elveda dememiş Kursağındaki yemi yavruları yerine Metresine sunmuş kuş kadar acımasız Titreyen mumun isli hayalinde…
-
Garip Saatler
Ecinnilerin uykuya daldığı karmaşık ve karanlık saatlerdeyiz. Son sarhoşlar voltasını dar kaldırımlarda atıp hafakanların yanında garip uykularına daldılar. İn cin top oynarken ilk cam kırılmasıyla uyanan köpekler alışkanlığın vermiş olduğu rahatlıkla tekrar daldılar uykularına. Yolların karanlık noktası sonsuzluk hissiyle birleşip hiçlik çukuruna doğru gösteriyordu menzili. Birazdan bir saatin alarmı gibi programlanmış saba makamı ehli imanları…
-
Araf
Bir yanımda Aras akarken bahar coşkunluğuyla Bir yanım Uruguay’ın zafer türküleriyle şakıyor Güneşin doğduğu yerde ışığı avuçlayıp Bir yandan battığı yerde kalbim nuruyla doluyor Ölüm acıdır diyorum Ya ölümler çok mu tatlı Toprağımı kucaklıyorum Ama bir adım öteye götürmeye mecalim yok Şeriati’yi dinliyorum Bizi rahatsız etmeye gelmişti Bic marka kalemiyle rahatsız yumdu gözlerini Sevmediğim toprakların…
-
Fakirsen Eğer
Fakir bir ailenin fukara bir hayatında büyüdüğüm söylenebilir. Belki fakirliği iliklerime kadar yaşamadım ama fakirliğin ne demek olduğunu birçoğundan daha çok bildiğim söylenebilir. Öyle fakir, mağdur, mazlum edebiyatı yapmaktan hiç hoşlanmam ama gerçekleri sonuna kadar severim, çünkü bizi saran dört bir yanımızda sürekli duranlar, gerçeklerdir. Hani insanların eşit olduğunu savunan bir güruh var ya aslında…
-
Yeşildir Özlem
Kötü çok kötü Ve daha kötü günlerim olmuştu O en kötü günlerde Daha iyi günlere çıkmanın ümidi Hırpalamıştı hep bir tarafları Belki çizikler bırakmıştı Bugün Yarınki günün bugünden iyi olmayacağını Sonraki günün dehşetli saniyeleri Ve geleceğin onulmaz melankolisi Ümit saniyelerinin Hüzne çıkan kaldırımları Kaldırımların çiselenmiş göz yaşları Göz yaşlarının buğ tutmuş dramı Elbet daha kötü…
-
Bir Yol Hikayesi
Bir varılmazın bulutlarla buluştuğu yerdeyiz, bir ciğer dolusu nefesin verdiği şuhluğu idrak etmenin dayanılmaz işkencelerini duyuyoruz damarlarımızda. Prangalarından kurtulmuş kartalın özgürlüğü hissedişi gibi dayanılmaz arzularımız sarıyor dört bir yanımızı. Bir daha gelemeyeceğimizi bildiğimiz bir hayal ikliminin realizmi sonuna kadar yanımızda. Yolculuk çok çetin geçti, etrafı ısırgan otlarıyla çevrilmiş patikalar, keçilerin bile çıkmaya direneceği engebeli yollar…
-
Halil Cibran’dan Aforizmalar
Sonsuza dek yürüyeceğim bu kıyılarda, Kum ve köpük arasında. Gelgitler silecek ayak izlerimi Ve rüzgar dağıtacak köpükleri. Ama deniz ve kıyı kalacaklar sonsuza dek. (s.1) Uyananlar, diyorlar ki bana: “Sen ve içinde yaşadığın şu dünya sonsuz bir denizin sonsuz kıyısında bir kum tanesinden başka bir şey değilsiniz.” Ben de düşümde şöyle diyorum onlara: “Sonsuz olan…
-
Hiç Kimseye Ağıt
Şahsi bir mesele değildi benimki, ben hiç kimseyi önemsemiyorum ve seni de en az hiç kimse kadar önemsiyorum. Hayır hayır cümlelere darılman yersiz. Darılırsan da senin bileceğin iş. Hiçlik içinde hiçlik hiç koyar mı insana? Hiçlik sıfır mıdır? Somut mu soyut mu? Matematiksel bir denklem kurmak için kasmayacağım, aynı zamanda kelimelerle tanım yapma gafletinde de…
-
Nasılsınız Sorusunun Düşündürdükleri
Öğretmen olmanın en zor yanı ne deseler aklıma onlarca seçenek gelir. İlgisiz veliler, dersler ve hayat umrunda olmayan vasıfsız öğrenciler, bakanlık kaynaklı imkansızlıklar, siyasete bulaştırılan -hatta bulaştırmak tabiri biraz hafif kalır ama neyse— eğitim anlayışı, kuşak farkından kaynaklı idareci-öğretmen anlaşmazlığı, vasıfsız yöneticiler, idari baskı, vasıfsız mesai arkadaşları, kendini geliştirmeyi bırak gelişimine ket vuran düzen. Saydıklarım…