Bir acemi muharipti gönlüm
Karavanada vurulmuş
Bir yangın yeriydi
Kül olmuş bir serseri izmaritin kıvılcımında
Bir taş ocağı sürgünüydüm
Bile isteye anarşist olmuş gibi
Değil
Sol eliyle iki çay isteyen bir gariptim
Sadece
Hapishanenin soğuk izbeleri
Kadere lanet ettirmiyordu
Hummasına iyi geliyordu
Gitmek istediğim yerin hayali
Tatlı öpücükler müjdelemiyordu
Çay içme isteğimi depreştiriyordu
Sırrın sıradanlığını biliyordu
Yine çok yüklem kullanmış
Sırrını sırrına katık etmiş
Bir tutam, bir tutam sunmuştu sofraya
Efkarım çökmüştü ufka
Söğütler de mi bulaşmıştı kedere
Bir güzelliğin yaprak yaprak soluşu
Hangi kadere
Hangi adalet duygusuna sığardı
Yorgunum demek istemiyordu
Değildi
Hiçliğin hiçsizliği fethetmişti idrakını